Öncelikle Parkinson hastalığı nedir?
Parkinson hastalığı, çoğunlukla ileri yaşlarda genel hareketlerde yavaşlama (bradikinezi) ve en az bir tremor (vücudunuzun bir veya daha fazla yerinde istemsiz ritmik hareket) veya rijidite semptomu (kas sertliği ve esneklik kaybı) ile ortaya çıkan nörodejeneratif bir hastalıktır. Diğer ilişkili özellikler koku kaybı, uyku bozukluğu, duygudurum bozuklukları, aşırı tükürük salgısı, kabızlık ve uykuda aşırı periyodik uzuv hareketleridir.
Önlem alınabilir mi? Sıklığı nedir?
Parkinson’un patolojik nedeni net olarak bilinemediğinden, hastalığı önlemenin kanıtlanmış yolları da bir sır olarak kalıyor. Bir zamanlar nadir görülen Parkinson hastalığı (PD), şimdilerde dünyanın en hızlı artış gösteren nörolojik hastalığı olmakla birlikte ağır sosyo-ekonomik maaliyetlere de sebebiyet verebiliyor. 1990’da Parkinson hastalığından muzdarip tahmini kişi sayısı 2,5 milyondu ve bu sayı 2015’te iki katından fazla artarak 6,2 milyona ulaştı. Nufüs içinde artan yaşlılık oranı ile birlikte bu sayının 2040 yılında tekrar ikiye katlanarak 12,9 milyona ulaşması bekleniyor . Diğer faktörler (örneğin, pestisitler, kimyasallar, hava kirliliği) bu sayıyı daha da yükseltebilir, çünkü Parkinson insidansı şu anda yaşlanma oranını geride bırakıyor ve dünyanın yeni sanayileşmiş bölgelerinde orantısız bir şekilde artıyor.
Çoğu vaka idiyopatik olarak karşımıza çıkıyor. Vakaların sadece yaklaşık %10’unun genetik bir nedeni var ve bu vakalar genelde gençlerde görülüyor. Yaşlanan nüfus ve çeşitli çevresel etkenlerden beslenen Parkinson hastalığı (PD) küresel düzeyde bir artış göstermektedir. Parkinson hastalığı birden fazla çevresel ve genetik etkiye sahiptir, ancak onaylanmış bir tedavisi henüz bulunmamaktadır. Ek olarak, bu hastalığı önlemeye yönelik çabalar sınırlı kalmıştır.
Çevresel ajanda nedir? Parkinson hastalığını önleyebilir mi?
Sigaranın akciğer kanserine sebebiyet verdiğini kanıtladığımızda kullanımını azaltmak için çeşitli önlemler almaya başladık, peki Parkinson hastalığına sebebiyet veren etkenleri tam olarak biliyor muyuz? Bilimsel makalelerin konu başlıklarına ve çeşitli bilimsel araştırmalara baktığımzda pestisitler, metaller, gen ortamı gibi bir sürü etkenin hastalığa sebebiyet verdiğini söyleyebiliriz.
Bilim insanları Parkinson’un yaygınlaşmasına sebebiyet verdiğini düşündükleri çevresel ve sosyal etkenlerin sayısını azaltmak için bir çevresel ajanda geliştirdiler. Çevresel ajandayı bilim insanları tarafından Parkinson’u tetiklediğini düşünülen faktörleri azaltmak veya tamamen ortadan kaldırmak adına hazırladıkları bir rehber veya bir kılavuz olarak düşünebilirsiniz. Peki ne içeriyor? Çevresel ajandayı preklinik ve klinik olarak iki kısıma ayırabiliriz.
Preklinik önlemler: İnsan popülasyonlarında Parkinson hastalığının sebebini daha iyi anlayabilmemiz için birçok önemli katkı laboratuvar çalışmalarından gelmektedir. Özellikle pestisitlere maruz bırakılan fareler üzerinde yapılan deneylerde Parkinson olma olasılığının yüksek olduğu kanıtlanmıştıır. Bu tür araştırma yaklaşımlarını, hastalıkta rol oynayan çok sayıda başka toksik maddeye de yaymamız gerekiyor. Tüm bu bilgileri ele aldığımızda preklinik önlem olarak bunlara dikkat edilmesi gerekiyor:
- Çevreyle ilgili zararlı etkenlerin miktarını ve maruz kalma yollarını incelemek.
- Çevresel maruziyetlerin modellenmesi.
- Mikrobiyom ve diyetin dahil edilmesi.
Klinik önlemler:
- Parkinson hastalığının insidansını ve küresel değişiminin ölçülmesi.
- Biyolojik maruziyet belirteçlerinin geliştirilmesi ve prodromal fazda tanımlanması.
- Parkinsonu sistemik bir hastalık olarak değerlendirmek için tüm vücut otopsilerinin yapılması.
- Çevresel ve genetik risk faktörlerinin belirlenmesi.
Uygulanabilir mi?
Bir yangından veya bir virüsten kaynaklanan herhangi bir krize ilk tepki, yayılmasını önlemek için onu kontrol altına almaktır. Bugüne kadar, Parkinsonu kontrol altına almayı başaramadık. Bunun yerine sadece onun artmasına sebebiyet veriyoruz. Önleme, Parkinson hastalığının yayılmasını engellemenin en önemli adımıdır.
Geçmişte hastalıkları önledik, şimdi de önleyebiliriz. 1930’larda, anne ve çocuk sağlığını koruma amaçlı kurulan ve kar amacı gütmeyen kuruluş March of Dimes, çocuk felcini önleyen aşıların geliştirilmesine yol açan araştırmalar için para topladı. Çocuk felci için önlem o kadar etkili oldu ki March of Dimes Vakfı misyonunu değiştirmek zorunda kaldı. 1980’lerde bir grup cesur eylemci HIV’in gidişatını durdurmak için bu süreçte cinsel uygulamalarımızın değişmesi için çabalar sarf etti. Çoğumuz da dahil olmak üzere muhtemelen milyonlarca kişiye virüsün bulaşmamasını belki de onlara borçluyuz.
Parkinsonun çevresel nedenlerini araştırmak ve ele almak için burada ortaya koyduğumuz önleme gündemi kusurlu ve eksik bir başlangıçtır. Ancak, Parkinsonun yükselişini yavaşlatmak ve nihayetinde tersine çevirmek için yatırımları önemli ölçüde artırmanın belki de zamanı geldi. Sağlığımız ve gelecek nesillerin sağlığı buna bağlıdır.
Kaynakça: Preventing Parkinson’s Disease: An Environmental Agenda
Hazırlayan: Hazar Zeqiri – UluBAT Bilim Haberleri Departmanı